Sinema eleştirmenliğinin yanı sıra
edebiyattan müziğe kadar pek çok alanda yazdığı yazılar ve yaptığı radyo programlarıyla tanıdığımız, Türk aydınlarının önemli isimlerinden Sayın Sevin
Okyay ile Elvis üzerine söyleştik. Kendisinin Radikal Gazetesinde yayınlanan
“Hayatıma Elvis Girdi” başlıklı yazısını da sitemizde “Medyada Elvis” bölümünde
okuyabilirsiniz. Sayın Okyay’a çok teşekkür ediyoruz.
........ / ..........
Radikal’deki
yazınızda” ilk başlarda Elvis’i pek tutmadım, çünkü ben James Dean’ciydim”
diyorsunuz. James Dean hayranlığı nasıl başladı?
Sevin Okyay: Yaş icabı
elbette. Yani ergenlik çağına girdiğimizde James Dean vardı.
Elvis çıkınca pek hoşlanmadınız, öyle mi?
Pek öyle
gözü kara Dean’ci değildim aslında. Yani iki tane ilah gibiydiler . Tabii biri
sinemadaydı, öteki ise bir şarkıcıydı. Gerçi Elvis de film çevirdi. Ben Elvis’in
çok kötü bir oyuncu olduğunu düşünmüyorum. Elvis’in “Elvis” olduğunu
düşünüyorum. İyi bir oyuncu olmasına de gerek yoktu. Filmini görmeye giden zaten
onu görmeye gidiyordu. Hoştu filmleri. Mesela Jailhouse Rock. Süperdi, çok
severdim onu.
Çok
filmini seyrettiniz mi?
Ne geldiyse buraya seyretmişimdir.
Bayağı çok geldi, hepsini seyretmişimdir.
Hiç
onun filmleri üzerine eleştiri yazdığınız oldu mu?
Yok, olmadı...Dediğim gibi ben
James Dean’ciydim...Yani mukayese ettim tabii. Bir de biliyorsunuz o zamanlar
“Elvis the Pelvis” meselesi vardı. Bizim gibi nispeten tutucu toplumlara daha
da bir tuhaf geliyordu. Dolayısıyla pek iyi gözle bakmıyordum, çok yakışıklı da
bulmuyordum. Ama şimdi bakıyorum, o zamanlar sahiden de yakışıklıymış. Daha
ileri yaşlarına göre, yani farklı giysiler giymeye başladığı dönemlerine göre
daha yakışıklıymış yani. Gençken tabii daha yakışıklıydı ama bir mankenden
bahsetmediğimize göre farketmemeli. 70’lerde tabii daha olgun bir şarkıcı oldu.
Daha acı çekti, bir gelişme oluyor elbette..Ama ben iki halini de severim. Ama
Allah için gençken daha yakışıklıydı tabii. Sesini de pek öyle aman aman şey
yapmıyordum ama birden sevmeye başladım. Acayip güzel bir sesi var ve “Are You
Lonesome Tonight?” ve “Love Me Tender” gibi balad türü şarkılara da çok uyan bir
ses. Ama hızlı şarkılarını da seviyorum. Çünkü acayip bir enerjisi, dinamizmi
var Elvis’in. Yani düşünsenize, adam sahiden bambaşka bir yerden gelmiş gibi.
Sadece yetenekle, belki biraz da aykırı görünmekle başta bunu başarmış. Çünkü o
sıralar şimdiki gibi ciddi bir promosyon yoktu. Yani bir insanı sıfırdan
varetmek yoktu o zaman, o kadar para harcanmıyordu en azından. Şimdi çok daha
kolay. O zamanki insanlarda iyi kötü bir yetenek oluyordu. Elvis’de de bayağı
vardı bu.
Genelde
ne tür müzik dinliyorsunuz? Yaptığınız programlardan cazı sevdiğinizi biliyoruz.
Cazın yanında alaturka da dinlerim. Ama eski müziği kastediyorum, şimdiki arabeski
değil. Eski şarkıları seviyorum.
Eskiler daha mı güzeldi?
Öyle...Her türde öyle...Beatles’ın
şarkıları gibi güzel şarkı yapanı göremiyorum şimdi mesela. Melodi olmadığı gibi
laflar da anlaşılmıyor şimdi, aksan da olduğu için. Şimdikilerde bir fark
göremiyorum. Yani sözlerden kaynaklanıyorsa her şey, niçin şiir yazmıyorlar? Tom
Waitts’i hala çok severim, Mick Jagger’ı da. Bir de tabii dirilme ve canlanma
gibi bir şey yaşadık son zamanlarda. Jagger’a baksanıza hala 20 yaşında adam
gibi ortalarda dolaşıyor. Ben İstanbul’daki konserde izledim, inanamadım.
Gazetedeki yazınızda “şimdi
sıra evdeki Elvislere geldi” diyorsunuz...Çalmaya başladınız mı evdekileri?
Başladım...Çok güzel...Elvis eve
alıştı, ben de ona. Atilla’nın gecesinden beri artık Elvis’i daha çok
dinliyorum...
Daha önce duymadığınız şarkılar
var mı aralarında?
Bir kaç tane var. Ama çok da fazla
değil... O gün Atilla’nın çaldıkları arasında da duymadığım çok yoktu. Kaç tane
şarkısı vardır?
Bine yakın...
E tabii...Öyle düşünürsen daha çok
var duymadığım...Bin çok büyük bir rakam...Diğer grupların falan yoktur bu
kadar... Ben herhalde tutucu bir çocukmuşum, Rolling Stones’u da sonradan
sevdim. Ben aslında müziği müzik olarak seviyorum, diğer özelliklere daha sonra
bakıyorum. Politik açıdan çok iyi diye iğrenç bir şarkıcıyı da beğenemem yani.
Ama ne bileyim, Gilbert Becaud da iyi bir şarkıcıdır mesela.
Gilbert Becaud’un “Et
maintenant” şarkısını İngilizce sözlerle “What Now My Love” olarak Elvis’ten
dinlediniz mi?
Dinlemedim...Ama ne güzel bir
şey...Ne kadar çok başkalarının şarkılarını da söylemiş...Mesela “La Paloma”yı
söylemiş...
Evet, “No More” olarak
söyler...Bizim arkadaşların içinde Elvis’ten başkasını dinlemeyen, dinlerse ona
ihanet ediyormuş gibi hisseden de var. Sizin o şekilde bir tutkunuz oldu mu hiç?
Hiç olmadı. Bir sanatçıyı ne kadar
sevsem de daima başkalarını da dinledim. Yani Beşiktaş’lıyım diye başkasının
maçını izlemeyecek değilim ya...
Beşiktaş’lı mısınız?
Evet...Fanatik...
Biraz fanatiklik var yani?
Beşiktaşlı bir aileden
geliyorum..Çocukluktan beri yani...İftiharla...
Pop müzik dinliyor musunuz?
Pek dinlemem.
Hep mi böyleydi, yoksa eskiden
dinler miydiniz?
Eskiden radyoda elbette Erol
Büyükburç’u, Timur Selçuk’u dinlerdim. O zamanlar onlar çalınırdı radyolarda.
Yenilerden pek dinlemiyorum. Ama mesela Candan Erçetin’i severim, dostumdur aynı
zamanda. Yine Sezen Aksu....Sitenize bir girelim bakalım (bu sırada laptoptan
internete giriyor)...Çok hoş...Çok güzel...
Klasik bir soru yöneltelim
şimdi...En sevdiğiniz Elvis şarkılarını sıralamanızı istesek, hangilerini
söylersiniz?
Are You Lonesome Tonight?, Love Me
Tender, çok sevdiğim Don’t Be Cruel, Jailhouse Rock.....Başka da var aslında
....Heartbreak Hotel’i de severim aslında......”You know I can be found...” (burada
Don’t Be Cruel’u söylüyor, üstelik de son derece başarılı)...I’m thinking
of..”...O şeylere de bayılıyorum. Böyle şarkıda birden...
Sesini dalgalandırıyor, atraksiyon
yapıyor...
Aynen... (gülüyor)
“Elvis Türk” fan kulübünün
üyeleri için bir mesaj vermek ister misiniz?
Doğru bir yerde olduklarını
söylüyorum. Sevdikleri bu sanatçı hiç bir zaman ölmeyecektir. Daima Elvis
hayranları olacaktır. Çünkü sadece bir dönemde esip giden bir şarkıcı değil
Elvis...Gerçekten yaşarken efsane olmuş birisi. Kendisini seviyoruz.
Söyleşi: Korkmaz Uluçay (Nisan 2003)
|