"TAKLİTÇİLİĞE
NİYE KARŞIYIZ? -2-"
(Yazan: Korkmaz
ULUÇAY)
|
Elvis’i yaşatıyorlar mı?
“Efendim, taklit aslını yaşatır! Biz de Elvis’i canlandırarak O’nu
yaşatıyoruz. Bizim sayemizde O’nu görmemiş olan pek çok kişi O’na ve
müziğine ulaşmış oluyor.”
-Peki Elvis’in size ihtiyacı olduğuna nasıl karar verdiniz? Elvis
yüzyıllar önce yaşamış ve geriye ses ve görüntüsü kalmamış biri olsa
belki bir derece. Oysa Kral ses ve görüntü açısından müthiş bir müzikal
miras bırakmıştır. Ve o görüntülerin sizle hiçbir alakası olmadığını
fark ediyoruz.
-Peki gerçek Elvis’i henüz görmeden bu taklitlere rastgelen ve onları
gördükten sonra kaçıp bir daha asla Elvis dinlemeyen kişilerin hesabını
kim verecek?
“Efendim, biz tabii ki yukarıdaki resimde görülenlerin yapmasına
karşıyız, sadece iyi olanlar yapsın.”
- Bu şekilde söylemek sorumluluğu azaltmaz. İyi olana kim karar verecek?
Bu taklitlerin hepsi iyi olduklarını söylüyor. Taklitçiliğin savunulacak
tarafı yoktur. Yarışma düzenlemek, iyi olanı seçmekten ziyade bu
taklitlerin sayısının artması için teşvik edici bir unsur olmaktadır.
-Sonra sizin yeterliliğinize kim karar verdi? İşin o kadar cılkı çıktı
ki, ne kadar kötüyseniz o kadar çok kamera sizi çekiyor. Nerde Elvis’le en ufak
bir benzerliği olmayan insan varsa, “Elvis’im” diye ortaya çıkmaya başladı.
Elvis sadece son iki yılında kilolu bir görünüme sahip olmuştur. Sağlık
açısından da büyük problemleri olduğu bu dönemde dahi, karizmasından bir şey
kaybetmemiştir. O’nu sürekli şişman ve çirkin biriymiş gibi göstermek
haksızlıktır.
Elvis’i tanımıyorlar bile
Bu taklitlerin çoğunun, oturup konuştuğunuzda, Elvis’i pek de tanımadıklarını
görürsünüz. Biz televizyonda söylediği (daha doğrusu attığı) şarkının adını bile
bilmeyen taklide rastladık. Elvis’i anlamak için bir çabaları da yoktur. Onların
tek derdi medyada yer almak ve dikkat çekmektir. Zaten azıcık Elvis’i bilseler,
O’nu örnek alan birinin asla taklit olayına karışmaması gerektiğini anlarlar.
Elvis hayatında kimseyi taklit etmemiştir. Tamamen kendine özgü olduğu için
Elvis olmuştur.
Elvis, kolay Elvis olmamıştır. Bütün ömrü boyunca daima çalışmış ve daha iyiye
ulaşmak için çaba göstermiştir. Allah vergisi büyük bir kabiliyeti vardır, ama
çok emek de harcamıştır. Akıllı bir insandır. Üstüne bir kostüm, başına
bir peruk geçirerek “İşte ben Elvis oldum!” diye ortaya çıkan, şarkıcılıkları
kendinden menkûl, yalan yanlış ve detone söyleyen ve çirkin bir görüntü
oluşturanların bunu yapmaya hakkı yoktur. Bunları kimse dinlemese bile, devamlı
ortada olmaları zarar vermeleri için yeterli olmaktadır.
Vegas’takiler ne peki?
Dünyada binlerce Elvis taklidi var. Ama sakın geçimlerini bu şekilde
sağlayanların çok olduğunu sanmayın. Bu işten ekmek yiyenlerin sayısı çok az.
Onlar da birkaç bilinen yerde sahne alan birkaç kişi. Bazıları ise üste para
vermeye hazırdır, yeter ki TV’ye çıksınlar. Vegas elbette Elvis ile özdeşleşmiş
bir bölge olduğu için bu tip şovların da merkezi durumunda. Yarışma falan da
düzenleniyor. Vegas’a gelen turistlerin çok azı gerçekten ilginç bulduğu için bu
şovları izliyor. Ve seyreden genelde bir kez seyrediyor. Oysa 70’li yıllarda
sürekli Vegas’a gelerek yüzlerce kez Elvis’i seyredenler olmuştur.
Sahte Elvisleri kullanmak
Bu insanları kullananlar vardır. Esas bunların günahı çok büyüktür. Ruhsal
tedavi gören ve kendini gerçekten Elvis zanneden kişileri bile kullanmakta en
ufak sakınca görmeyen bu insanlar, Elvis’i de kendi çıkarları için alet
etmektedirler. Bu insanların Elvis’le ilgili yaptıkları pek çok şeyde bunu
görmek mümkündür. Ama zaman içinde bunların değerlendirmesini en iyi gene
Elvisçiler yapmaktadır. Gerçek Elvis bunlara herhalde birkaç numara büyük
geliyor ki, sekizinci sınıf taklitlerle ilgileniyorlar.
Sonuçta oluşan imaj
Sonuçta bu taklitleri görenler “işte Elvis böyle, Elvisçiler de böyle” diyerek
bir önyargıya sahip oldular. Bunun doğal uzantısı olarak, tüm dünyada Elvis
hayranlarının bir kısmı “sırf bu taklitlerle aynı çerçevede görünmemek” için,
içe kapanarak pek çok yerde Elvisçi olduğunu bile söylemekten çekinir hale
geldi. Yani olay sadece “Canım, beğenmeyen seyretmez” görüşünün çok ötesine
geçti. Bu sebepten yaptığımız organizasyonlara gelmekten çekinen ve hatta
bizimle uzun uzun sohbet ettiği halde üye olup diğer fanlarla bir araya gelmeyi
düşünmeyen Elvisçiler tanıyoruz. Oysa diğer pek çok şarkıcı ve grubun fanlarının
yaptığı gibi “göğsünü gere gere” her Elvisçinin ortaya çıkması gerekir.
Elvisçilerin çoğu yaşları itibariyle O’nun zamanına yetişemeden hayran olmuştur.
Yani popüler bir şarkıcı yerine Elvis’i seçmişlerdir. Burada bir “bilinç”
sözkonusudur. Biz, Elvisçilerin genelde iyi müzikten anlayan ve takdir edilmesi
gereken kişiler olduğunu düşünüyoruz.
Devamı var...
1 2
3
|