"GOOD
MORNING HOLLYWOOD CAMERA"
(Yazan:
Ahmet GÜLEN)
|
Uzun zamandır Hollywood’un neden ciddi bir Elvis Presley filmi yapmadığı
fikri beynimizin bir yerinde karıncalanır durur. Müziğin gidişatını
değiştiren, onun da ötesinde dünya gençliğini derinden etkileyen ve
etkisini bugün bile azalmadan devam ettiren bir yıldızın kariyerini
anlatan doğru dürüst bir sinema filmi yapılmamış olması bir türlü
anlaşılacak şey değil doğrusu. Hele son senelerde müzik dünyasının dev
isimlerinin yaşam öyküsünü beyazperdeye getiren Hollywood’un
Elvis’e neden kayıtsız kaldığını kendi görüşlerimize göre irdelemek şart
oldu. TV dizisi filan değil tabii kastedilen, çünkü hiçbir gelişigüzel
yapım Elvis’i gerçek anlamıyla bilen, takip eden, hayatının en ufak
ayrıntısını dahi öğrenmek isteyenleri tatmin etmez bizce.
Örnekler
Herşey geçen yılın en çok söz edilen filmleri arasında yer alan ve
başrol oyuncusuna Oscar heykelciği getiren ‘Ray’ filmi ile
başladı. Bu filmin ardından Türkiye’de gösterilmeyen (filmin DVD
versiyonu mevcut) ve Bobby Darin’in yaşamını anlatan Kevin Spacey’in
başrolü üstlendiği ‘Beyond The Sea’ ve Elvis’in yakın arkadaşlarından
Johnny Cash’in biyografisi olarak çekilen ‘Walk The Line’ gibi
yapımlar ister istemez Elvis hayranlarının bir kez daha hayıflanmasına
neden oldu. Üstelik filmde Johnny Cash’i canlandıran Joaquin Phoenix bu
rolü ile 2006 Oscarları’nda aday olunca ‘Niye Elvis filmi çekilmiyor?’
sorusu daha yoğun bir biçimde zihinleri kurcalamaya başladı.
Zannediyoruz, Elvis’in bir sinema filminde ilk kez adından söz edilmesi
bir Jerry Lewis-Dean Martin filmine dayanıyor. Hatırladığımıza göre 1955
ya da '56 yapımı filmin bir yerinde gazete okuyan Dean Martin, ‘Elvis
Presley yeni filmine hazırlanıyor’ repliği ile hafızalarımıza
kazınmıştı. Ayrıca filmin Vegas’ta geçen sahnelerinde bol bol Elvis’in
Vegas şovları ile ilgili billboard görüntüleri vardı. Kral’ın ölümünden
sonra çekilen yüzlerce filmde ise Elvis’i anımsatan (en çok kullanılan
"Elvis binadan ayrıldı" esprisi olsa gerek) diyaloglar yer aldı. Ancak
Kral’ın ölümünden neredeyse 30 sene sonra ciddi anlamda bir Elvis
filminin yapılmamış olması onu sevenleri üzmeye devam ediyor.
Elvis Presley ile ilgili ilk
ve belki de bugüne dek yapılmış tek ciddi biyografik film olarak 1979 yapımı,
başrolünde Kurt Russell’ın oynadığı ‘Elvis-The Movie’ sayılıyor. 1962
yılında çevrilen ‘It Happened At World’s Fair’ filminde Elvis ile birlikte rol
alan Russell’ın Kral’ı canlandırması kuşkusuz bu filmle ilgili en önemli not.
Filmde Gladys Presley’i bu yılın başlarında ölen Shelley Winters canlandırmıştı.
Yönetmen koltuğunda ise daha çok korku-gerilim türü filmleri ile tanınan John
Carpenter oturuyordu. Bu filmi izlemiş olanlar Russell’ın genel olarak Elvis’i
başarıyla canlandırdığını düşünür. Bunun dışında birkaç filmde veya TV dizisinde
daha Elvis’in yaşamının bir bölümü ele alındı.
Ancak Elvis’e gönül verenlerin beyazperdede görmek istediklerini bu yapımların
hiçbirisi veremedi. Ne 1981 yılında Elvis ile Linda Thompson’un ilişkisine ele
alan ve TV için çekilen ‘Elvis and Beauty Queen’ ne de en son başrol
oyuncusu Jonathan Meyers’e Altın Küre ödülü getiren ‘Elvis’ dizisi... Üstelik
bir başka isim bulunamazmış gibi bir kaç yapıma birden ‘Elvis’ ismi verilince
insanların zihni hangisinin kastedildiği hususunda iyice karışıyor.
Bütçe mi?
Peki niye sinemanın en büyük
endüstrisi olarak gösterilen Hollywood Kral’ın yaşamını ele alan ve tüm ilgiyi
toplayabilecek bir film çekmiyor ? Uluçay'ın yazısında belirttiği aynı karizmada
birini bulamamaları düşüncesi bir etken olabilir. Acaba Elvis’in hayatının
tamamını ele alacak bir filmin maliyeti mi yapımcıları düşündürüyor? Bu tür bir
filmde Kral’ın yanı sıra Vernon Presley’den Red West’e, Priscilla’dan Ginger
Alden’a kadar uzanan geniş bir rol dağılımı gerekebilir. Film için şöhretli
isimleri kadroya katmak ise maliyeti katlayabilir. Ancak anlamsız filmlere büyük
bütçeler ayıran yapımcıların bu filmin maliyetinden kaçındıklarını düşünmek pek
de mantıklı değil bizce. Bir dönem gazetelerde çıkan haberlerde Elvis
şarkılarının telif ücretlerinin çok yüksek olduğu ve yapımcıları esas düşündüren
noktanın bu olduğu iddia edilmişti. Bu tez de yine esaslı filmler için
milyonlarca doları gözden çıkartan şirketler açısından fazla önem teşkil etmeyen
bir nokta olsa gerek.
Peki yüksek bütçe ile çekilecek bir Elvis filminin gişelerde başarısız olacağı
veya beklenen ilgiyi görmeyeceği olasılığı yapımcıları düşündürüyor olabilir mi
? Bu soruyu aklına getiren firmalar varsa şayet, sanıyoruz Elvis Presley’e
dünyanın her tarafında büyük ilgi olduğunu, Graceland’a insanların akın akın
geldiğini ve Kral’ın hala listelerde bir numaraya dek yükseldiğini
biliyorlardır. Eee bu durumda kaliteli ve iyi bir senaryo ile yapılmış bir Elvis
filmi şüphesiz sinema şirketlerinin yüzünü güldürecektir. Dolayısı ile bu
ihtimal de pek mantıklı gibi görünmüyor.
Peki ya Elvis’i canlandıracak oyuncunun kim olacağı tartışılıyorsa? Doğrusunu
söylemek gerekirse ne Meyers, ne Don Johnson ne de ötekiler Elvis rolünde
inandırıcı olabildiler. Fotoğraflardan gördüğümüz kadarı ile Meyers, Kral’a
pek benzemiyor. Oysa Ray Charles ile Oscar kazanan Jamie Foxx, deyim yerindeyse
o role cuk oturmuştu. Bir dönem Kral’ı Leonardo DiCaprio’nun oynayacağı
söylentileri basında yer almıştı. Artık 32 yaşına gelen bebek yüzlü Leonardo,
Howard Hughes’ı oynadığı Aviator’ filminde beklentilerin uzağında kalmıştı .
Seçenekler, sorular uzayıp gidiyor bu konu ile ilgili. Ancak bilinen şu ki,
sinema dünyası Elvis Presley’i hakkını vererek anlatan bir
film yapamadı. Kulislerde neler dönüyor bilemiyoruz, ancak ufukta bir hazırlık
da şu an için görünmüyor. Peki neden bu film yapılmıyor? Biz sadece
tahminlerimizi sıraladık. Yoksa sinema yapımcıları Elvis’in 1970 yılında ‘That’s
The Way It Is’in provalarında eline aldığı gitarı tüfek şekline getirerek ve
patlayan bir silah sesi taklidiyle söylediği ‘Shooting Hollywood camera –
Hollywood kamerasını vurdum’ sözüne mi alındılar ? Kimbilir…
|